Birçoğumuz muhtemelen müzik terapisini ve sanat terapisini duymuş olacağız, peki ya ‘Seyahat Terapisi ?‘ Edith Cowan Üniversi’nden (ECU) yeni bir disiplinler arası makale, turizmi yalnızca bir eğlence deneyimi olarak değil, gerçek sağlık yararları sağlayabilecek bir endüstri olarak görerek turizme bakış açımızı değiştirmemizi öneriyor. Örneğin yeni ortamlarda bulunmak ve yeni deneyimler yaşamak bilişsel ve duygusal uyarımı sağlayabilir. Egzersiz zihinsel sağlıkla bağlantılıdır ve seyahat etmek genellikle daha fazla yürüyüş yapmak gibi fiziksel aktiviteleri içerir ve sonra temiz hava ve güneş ışığının ‘D vitamini’ ve Serotonin düzeylerini artırması gibi olumlu yanları da bulunuyor. Turizmin modern toplumda oynadığı rolü yeniden düşünmemiz gerekiyor.
Gezmek, serotonin seviyelerini artırarak hem size mutluluk veriyor hem de depresyondan korunmanızı sağlıyor. Anksiyete düzeyinizi azaltıyor, migren ağrılarınızı hafifletiyor, hatta sindirim kanalındaki etkilerinden dolayı mide bulantılarınızı bile kesebiliyor. Gezerek siz vücudunuzu doğal yollarla serotonin salgılamaya davet ediyorsunuz ve sağlıklı bir şekilde yüksek düzey serotoninizi sürdürüyorsunuz.
Serotonin hormonu sindirim kanalında, kan pulcuklarında ve belkide en önemli olarak merkezi sinir sisteminde yani beyinde bulunuyor. Birçok keyif verici maddenin vücutta ki etki mekanizması serotonin etkisini taklit etmek, antidepresan ilaçların büyük bir kısmı da aynı mekanizmayı kullanıyor. Eksikliğinde pek çok hastalığın görüldüğü serotoninin nasıl mutluluk hissi verdiği tam aydınlatılmış olmasa da işe yaradığı kesin.
Bir şeyi dert ettiğimizde, üzerinde çok düşündüğümüzde beynimiz böbrek üstü bezlerimize sinyal göndererek kortizol hormonu üretimini uyarıyor. Önemli bir stres hormonu olan kortizol kalbe ve kaslara kan akışını hızlandırıyor ve bizleri dinç tutuyor. Gezdiğimiz ve kafamızı dağıttığımız zaman kortizol hormonu vücudumuzda azalıyor, vücudumuz artık stres etkeni tarafından uyarılmıyor ve rahatlama hissi oluşuyor.
Yolculuk esnasında pek çok yeni insanla tanışıp, bambaşka dünyaların kapılarını aralarız. Pek çok kişiyle sohbet ederek farklı kültürlerden çevre ediniriz. Bu sayede hem empati yeteneğimiz gelişir hem de insanları yargılamak, kendimizden farklı görüneni dışlamak gibi olumsuz özelliklerden uzaklaşırız. Kolay arkadaş edinip, sosyal bir insan olmanın doğal sonucu olan empati kurmak, kişinin iş hayatını da olumlu etkiler. Günümüzde “dinlenilmeme” sorunuyla sıkça karşılaşıyoruz. Seyahatler sayesinde hem bol bol hikâye dinleriz hem de anlatacak pek çok hikaye ediniriz. Kim bilir belki siz de etrafınızdaki insanların yola çıkmasını sağlamak için bir ilham kaynağı olursunuz…
Mükemmel manzaralar görüp, harika lezzetler tadan sürekli farklı insanlarla tanışan yani kısacası anı yaşayan insanlar nasıl mutsuz olabilir ki?
Geriye dönüp baktığınızda yapamadıklarınız için pişmanlık duymamanız ve hayallerinize biraz bile olsa yaklaşamadığınızı fark edip üzülmemeniz için hemen çantanızı toplayıp yollara düşün!
Şunu da aklınıza kazıyın; seyahat etmenin yaşı yok ve hiçbir şey için geç değil.
Toplayamadıklarınızı Dağıtıyoruz.
Comments