Çok gezen mi bilir çok okuyan mı..? Hemen hemen hepimiz duymuşuzdur bu soruyu. Kimileri bağlam açısından bu soruya çok okuyan olarak cevap verirken kimilerinin düşüncesine göre görerek öğrenmek okuyarak öğrenmekten daha etkili olduğu için bu sorunun yanıtı çok gezendir. Tabii bizim için de bu sorunun cevabı 'çok gezen'dir. Peki neden?
Bilgi edinme ihtiyacı insanın her yaşında sahip olduğu bir ihtiyaçtır. Her insanın kalem tutuşunun farklı olduğu gibi, anlama türü de farklıdır. Kimileri bir konuyu yazarak daha iyi aklında tutarken kimileri için bu yöntem hiçbir fayda sağlamamakta, o kişi dinleyerek aklında tutmaktadır. Ama kabul edilmiş bir anlama biçimi olan pratik, yani yaşayarak öğrenme en etkili anlama biçimlerinin başında yer alır.
Dilimizden örnek verelim: Hepimiz Türkçe konuşuyor Türkçe anlıyoruz. Peki bebeklikten beri konuştuğumuz bu dili nereden öğrendik? Okuduk mu, çalıştık mı? Hayır. Duyarak, maruz kalarak, yaşayarak öğrendik. Bu sebeple içerisinde bulunarak, maruz kalarak öğrenme yöntemine en etkili ve uzun vadeli öğrenme yöntemi dersek yanılmış olmayız.
Görerek öğrenmek evet kısıtlıdır ve her şeye erişemez, fakat okuyarak öğrenme ile karşılaştıracak olursak çok daha etkili olduğu bir gerçektir. Okuyarak daha fazla bilgiye erişebilirsiniz ama bu bilgiler aklımızda yalnızca teorik cümleler olarak kalır, bize o bilgiye dair duyguyu, hissi veremez. Beyin kelimelerdense görselleri aklında tutmakta çok daha iyidir. Dolayısıyla akılda kelimelere nazaran görüntüler daha derin bir yer edinir. Eğitimde de oldukça sık rastlanan hatta daha etkili olarak nitelendirilen uygulamalı öğretme tekniğinin kullanılma sebebi de tam olarak budur. Tıpkı yabancı dil eğitimi verilirken öğretmenin ders boyunca eğitimini verdiği dilde konuşması ya da örnek senaryolar oluşturarak öğrencileri buna dahil etmesi gibi. En basit örnek olarak bir yabancı dili başka bir dilin konuşulduğu ülkede kitaplardan, derslerden öğrenen biriyle, o yabancı dilin ana dil olduğu bir ülkede öğrenen kişinin arasında görülen o büyük farkı verebiliriz.
Seyahat eden kişi farklı dillere, kültürlere, mimariye, sosyal çevreye, iklime, gastronomiye tanıklık eder. Bu deneyimler kitaplardan öğrenilebilecek deneyimler çok üzerindedir. Bir bilgiyi gezerek ve keşfederek öğrenmek sizi doğrudan objektif olarak sonuca götürür. Kitaplardan edinilen bilgiler birden fazla kişinin bakış açısından geçmiş öznel değerlendirmeler olabilir. Bu da sizi, doğru yargıya varmada kesin olmayan sonuçlara çıkarır.
Dolayısıyla bireyin kendi gözlem, keşif ve tecrübelerine dayalı öğrenmeyi en etkili ve kalıcı öğrenme biçimi olarak değerlendirebiliriz.
Comments